Ölüm Sonrası

Ölünün Ayakkabısı Neden Dışarı Konulur?
Biri öldüğünde artık dünya yaşantısı sona ermiş ahiret yaşantısı başlamış olur. Artık geri dönüş yoktur. Ancak yaşarken yaptığı iyilik ve sevaplar onu kurtarır. Yani öldükten sonra amel defteri kapanır ve meftanın sevap veya günah işleme gibi bir durumu söz konusu değildir. Biri öldükten sonra ayakkabısının dışarı konması İslam dininde yoktur. Bu tamamı ile gelenek ve göreneklere bağlı olan bir davranıştır. Bazıları ayakkabı dışarıya koyarken birisini de ters çevirir. Ölünün evden ruhunun çıkması için ve gelmemesi için yapılan bu davranış niyeti de İslamiyet’e tamamı ile aykırıdır. O kişi ölmüştür ve artık geri dönüş söz konusu değildir. Bunu ancak fakir biri giysin sevaplınsın diye yapabilirler.
Ölünün Kıyafetleri Neden Dağıtılır?
Yine bazıları ölünün kıyafeti evde kaldıkça ruhunun eve geleceği ve çıkmayacağı gibi bir takım yanlış inanca sahiptir. Bunun İslamiyet’te yeri yoktur. Ancak bu kıyafetlerin dolapta küflenmesinin ve saklanmasının da bir anlamı yoktur. Kıyafeti alan kişilerin ölüye dua etmesi bakımından ve ihtiyacı olanların kullanması açısından kıyafetleri vermek doğrudur. Ancak bu da şart değildir. İsteyen bazı kıyafetlerini veya eşyalarını hatıra olarak evde saklayabilir.
Ölünün Üzerine Bıçak Konmalı Mı?
Toplumuzda biri öldükten sonra yapılan bazı davranışlar kesinlikle İslamiyet’te olmayan davranışlardır. Önceleri biri öldükten sonra şişmesin diye üzerine bıçak veya demir bir nesne konulurdu. Ancak böyle bir durumun olması mümkün değildir. Bir ölü şişse ne kadar şişebilir. Günümüzde cenaze gününe kadar ölüler morglarda bekletilir. Morgların soğuk olmasının nedeni ise cenazelerin kokmaması ve ortamın hijyenik kalmasını sağlamaktır.
Ölünün Mezarına Neden Su Dökülür?
Mezara Su Dökmek Sünnettir. Peygamber efendimiz (S.A. V) ve sahabelerinin uygulamasıdır. Bunun bazı hikmetleri vardır. Birincisi Toprağın yerleşerek kabinin çökmemesi için mezara su dökülür. İkincisi kabir üzerine dikilen ot, çiçek ve bitkiler Allah’ı zikreder ve bu ibadetin sevabı orada yatan ölüye de verilir. Aynı zamanda mezara su dökmek döken kişinin içini ferahlatır ve o kişi için bir şey yapmanın rahatlığını taşır.
Peygamber efendimiz (S.A.V) Şöyle Buyurmuştur;
İki kabre uğramış ve şöyle buyurmuştur:
'Şüphesiz ki o ikisi azap çekiyorlar. Çektikleri azap da büyük bir şey değildir (kolay olan, fakat ondan korunmaları nefislerine zor gelen bir şey idi.) Oysa o şey, büyük günah idi.' Sonra şöyle buyurdu: ‘Evet! Onlardan birisi, (insanlar arasında) laf getirip-götürürdü. Diğeri ise idrar sıçrantısına karşı korunmazdı. Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- sonra yaş bir dal isteyerek onu ikiye ayırdı. Bir parçasını birinin üzerine dikti, diğerini de öbürünün üzerine dikti ve: 'Bu iki dal, yaş kaldıkça o ikisinden azabın hafifletilmesini ümit ederim' buyurdu."
Ölüler İşitir Mi?
Mezarın Başında Konuşulanı Ölüler Duyar Mı?
Peygamber Efendimiz kabir ziyaretlerinde ölülere selam verin diye buyurmuştur. Buda onların her şeyi işittiklerini ve selama Aleyküm Selam diyerek cevap verdiklerini ifade etmektedir. Ölü mezara geleni de tanır, bilir ve hatta konuşur. Ancak biz onları duyamayız. Mezardaki ziyarete gelenleri kokularından tanır. Evladının kokusundan evlatların geldiğini anlar ve onlara mezardan koku göndererek cevap verir. Özellikle şehitlerde bu kokuların daha fazla olduğu bilinmektedir. Ayak seslerini duyar. Ölü iyi biri ise ona haber verilir. Oğlun, annen, eşin seni görmeye geldi dedi diye haber verilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

one cıkan yayınlar

...

populer yayınlar